H. Nihal Atsız’ın Bozkurtlar romanıyla başlayıp yıllardır kurulan hayal Aşkın beyin sosyal medya hesabında Ötüken’e tur düzenliyorum duyurusu ile gerçekleşmeye başladı. 2024 yılı haziran ayının son haftasında Ötüken’e gitmek için biletler alındı, planlar yapıldı veee 20 Haziran 2024 perşembe günü saat 14:20’de Moğolistan hava yolları ile İstanbul’dan Ulaanbatur’a yolculuk başladı.

Türklerin ilk siyasi yapılanmasının merkezi olan Ötüken’i görecek olmak gerçekten çok güzel olacak. Yıllarca Orhun anıtlarının fotoğraflarını görüp Göktürk devletinin ne kadar yüce olduğunu hep hayal etmiştim. Bozkurtlar romanı ile tanıştığım coğrafyanın gerçeğine gidiyor olmak, Kürşad’ın isyanı, bağımsızlık sevdası, uçsuz bucaksız bozkırlar tabiri, Atatürk’ün “bağımsızlık benim karakterimdir” sözü ve daha birçok şey…..

21 Haziran 2024 Ulaanbatur, yerel saat 03:30; yaklaşık sekiz buçuk saat süren yolculuk uzun gibi görünse de kısa bir o kadar güzel bir yolculuk oldu. Uçağın doğu batı yönlü rotası, gittiği enlem derecesi, tarihin anlamına uygun bir olayı yaşamamıza imkan sağladı. Kazakistan semalarında giderken uçağın sağ penceresi (güney) karanlık, sol penceresi ise halen aydınlıktı. Uçağın kuzey kutup dairesine yakın geçiyor olması ve irtifası bize Dünyanın eksen eğikliği ve yörünge hareketinin bir sonucunu deneyimlememize imkan vermişti. Uluslararası Cengiz Han hava alanına indiğimizde Ulaanbatur’da yağmur vardı. Sabah saat 5’te dinlenmek için otelde odalarımıza geçtik. Saat 9 gibi uyandığımızda, 470 kuzey paralelinde kar yağıyordu.

İlk Gün 21 Haziran 2024: Moğolistan’a uyum, Telefon hattı ve Döviz takası
Bir gün önce Hava alanında bizi karşılayan Moğolistan vatandaşı Kazak Türk’ü Serik Bey’in rehberliğinde kısa bir şehir turundan sonra Öğle yemeği için Başkent Ulaanbatur’da olduğumuz günlerde sıkça geleceğimiz Kazak lokantasına gittik. Şehrin aşırı yoğun trafiğine rağmen sürücülerin oldukça sakin olması, neredeyse hiç korna sesinin olmayışı dikkat çekiciydi. Bizim rehberimiz ve şoförümüz Serik bey ve diğer şoförlerin hiç biri ilerlemeyen trafikten hiç rahatsız olmadan sakince bekliyor olmalarına, ara yollardan çıkıp ana yola dalan diğer sürücülere hiç itiraz etmeden yol vermelerine, Türkiye’de böyle durumlarda çıkan hatta sonucu ölümle biten kavgalara alışık olan bizler çok şaşırmıştık. Çay, erişteli kavurma ve kazak mantısından oluşan öğle yemeği için kişi başı 32.000 töngrü ödedik. Yemek sonrası gezi boyunca kullanacağımız yerel telefon hattı (internet) almak ve döviz takası işlemlerimizi yaptık. 1 ABD doları karşılığı 3.222 Töngrü (Moğol para birimi söylemesi biraz zor olan Töngrü) ediyor olması alış verişlerde yaptığımız ödemelerin TL karşılığını hesaplamamızı da kolaylaştırmıştı. Aynı tarihte 1 ABD dolarının karşılığı 32,22 TL ediyordu. İnternet için 15 günlük kullanımı olan 16 GB internete 16.000 Töngrü (160 TL; Türkiye ile kıyaslandığında ucuz olduğu söylenebilir.) ödedik. Artık yeteri kadar Töngrümüz de olduğuna göre Başkentte gezmeye devam edebiliriz.


Bu günkü şehir gezisindeki durağımız yerel ürünlerin de satıldığı Başkentin en büyük alışveriş merkezi oldu. Moğolistan’a özgü hediyelik ürün olarak değerlendirilebilecek eşyaların başında Kaşmir geliyor. Keçinin en yumuşak tüyleri kullanılarak üretilen kaşmirin pahalı olduğu söylenebilir. Deve ve koyun yünü kullanılarak yapılan keçe ürünler, deriden yapılmış eşyalar ve kemiklerin işlenmesi ile yapılmış eşyalar Moğol kültürünü yansıtan hediyelik eşyalar olarak satılıyor. Burada üzerine süsleme yapılarak çerçevelenmiş (hayvanların kol/ön ayak) kemikler dikkatimi çekti. Rehberimiz Serik beyin anlattığına göre Kazak Türklerinde önemli misafirlere hayvanın ön kol eti, Moğollarda ise arka but eti ikram edilirmiş. Yine bir Kazak geleneğine göre Misafirlikte hayvanın ön kol kemiği üzerindeki etler yendikten sonra kemiğin üzerine bıçakla, misafirin yolunun açık olması dileği anlamına gelen çizgilerin yapıldığı geleneksel bir inanç varmış. Burada gördüğümüz kemik üzeri işlemelerin bu geleneksel inancın dönüşümü olabileceğini düşündüm. İlk gün saat 21:30’da otelimize döndük.


2. Gün 22 Haziran 2024 Cumartesi: Moğolistan’da Türk İzleri
Gün Nova Otelde kahvaltı ile başladı. İlk gezi mekanı Cengizhan müzesi. Müze yeni yapılmış toplam 7 kattan oluşuyor. Müze giriş ücreti 30.000 Tögrü (300 tl). Müze giriş katında gelen ziyaretçilerin fotoğraf çektirebilmeleri için büyük bir Cengizhan resmi konulmuş. İlk katta Moğolların Hunlardan başlayıp bu güne kadar kullandıkları paralar sergileniyor. Hunlar Kendi tarihlerini Hunlarla başlatıyorlar. Göktürkler ve Uygurları Müzede kendi tarihleri içinde göstermişler.



2. ve 3. kat Hunlara yer verilmiş. Mete Hanın büyük bir heykeline yer verilmiş. Arkeolojik kazılarda elde edilen orijinal eşyalar sergilenmiş. MÖ 3. ve 2. yüzyıla ait Hun dönemi paralar, kıyafetler, ok uçları, kemer tokaları, at koşum takımları, silahları görebiliyorsunuz. Buradaki en önemli eserlerden biri Orhun kazılarında bulunan ve Kültigin’e ait olduğu kabul edilen heykel ve altından yapılmış taç yer almaktadır. Bir diğeri ise dünyanın en eski pantolonu ve 12 hayvan derisinden yapılmış bir kaban Hun dönemi kıyafet kültürü açısından oldukça değerli eserler olarak ifade edilebilir. Temsili bir kurgan müzenin önemli eserleri arasında sayılabilir. 4. katta Göktürk dönemine ait bir balbal dikkat çekiyor. Müzenin 5. kat ve sonrası Cengizhan’la başlayan Moğol tarihini anlatıyor.








Müzede yaklaşık 3 saat geçirdikten sonra yürüyerek Moğol parlamento binası merkezli şehir gezisi ile günü noktaladık. Otele dönüşü gezideki ekipten 4 arkadaş ile birlikte oldukça maceralı bir yürüyüşle yaparak günü tamamladık.









































































